“Sıfır Numaralı” Komutan’a Veda


18 Haziran, 2020    Haberler



Tarihin nasıl ilerleyeceği meçhuldür ama eğer ilerleyecekse bu sıra dışı kişilerin “zoruyla” olacaktır. Althusser’in dediği gibi “Gelecek Uzun Sürer”, tarih yavaş ilerler, toplumlar zamanla evrilir ve devrimlerle dönüşürler. Verilen mücadelelerin şiiri gelecek kuşaklara miras kalır. İyiler ve kötüler, ta ki kurnazlar ortaya çıkana dek, alışkanlık gibi savaşı sürdürürler. Çünkü tarihin akışını değiştirmek için savaşmak yetmez. Onu farklı biçimde yorumlamak da gerekir.

Latin Amerika devrimleri çok sayıda sıra dışı karakterleri tarih sahnesine çıkarmıştır. Bu kıtada bildiğimiz tüm devrimlerin halklaşması sıradışı karakterlerin, bir avuç şaşırtıcı öncünün sayesindedir. Bu insanlar beklenmedik söz ve eylemleriyle kitleleri asırlardır unutulan zaferlerin kazanılacağına ikna etmişlerdir.

İşte “Comandante Cero” yani Eden Pastora bu sıra dışı karakterlerin ilklerinden biridir.

Onu tüm dünya 22 Ağustos 1978’de Nikaragua meclis ve hükümet organlarının yer aldığı Ulusal Sarayı ele geçiren komutan olarak tanıdı. O güne dek hiç kimse yarım asırlık Somoza diktatörlüğüne böyle bir darbe vurulabileceğini aklına bile getiremezdi. O güne dek Somoza’nın Ulusal Muhafızları yenilmez, başkent Managua’ya girilmez sanılıyordu.

Gerçekten de o ana kadar Sandinist gerillalar, 1920’lerden bu yana alıştıkları bir savaşı sürdürüyorlardı. Somoza, köylüleri bombardıman edip dağlara sürüyor, yarattığı çıkar ağıyla bir taraftan Amerika’yı diğer yandan elitleri kendine mecbur kılıyordu. Hiç kimsenin Somoza diktatörlüğünün devrileceğine dair bir umudu yoktu. Sandinist gerilla grupları çeteler gibi dağınık durumdaydı. Muhalefeti ise toparlamanın imkanı yoktu.

Somoza ailesi kendisine boyun eğmeyen beyaz elitleri yalnızca sistemden dışlamıyor, paramiliter çetelerini üzerlerine salıyordu. Ülkenin köklü ailelerinden La Prensa gazetesinin sahibi Pedro Chamorro’nun 10 Ocak 1978 günü Somoza’ya bağlı çeteler tarafından öldürülmesi kentlerde diktatörlüğe karşı büyük bir hoşnutsuzluğu ortaya çıkardı. Ancak yine de Somoza’nın kanunsuz rejimine karşı durabilecek bir güç bulunmuyordu.

20. yüzyılın son çeyreğinde Latin Amerika’nın diğer yerlerinden farklı olarak Orta Amerika ya da “Mezoamerika” (Amerikalararası) denilen bölgede halen fetih duygusu hakimdi. Bu uluslaşma sürecinin geç kalmışlığından geliyordu. Atlantik’le Pasifik’i kavuşturan dev bir göle sahip Nikaragua bu bölgenin kalbiydi. Fetihçilik ve ulus öncülüğü hissi Eden Pastora’yı Nikaragua’daki diğer devrimci liderler gibi beyaz azınlığın içinden çıkardı. Meksika’daki tıp eğitimini yarıda bırakarak ülkesine döndü.

Ulusal Sarayın ele geçirilmesi fikri Eden Pastora’nın 1967’deki başarısız Roosevelt Caddesi ayaklanmasından beri aklındaydı. O zaman muhalif parti ve gruplar Ulusal Sarayın karşısındaki Cumhuriyet Meydanında toplanıp harekete geçilmişti. Bu nedenle de girişim katliamla sonuçlanmıştı. Şimdi Pastora’nın aklında doğrudan, az sayıda adamla tüm sarayın ele geçirilmesi vardı.

Plan için Ortega kardeşler dahil birkaç  silahlı muhalif grup komutanıyla Kosta Rika’da buluştu. Masada Küba karşı istihbaratından Andres Bajarona Lopez de bulunuyordu. Eden Pastora hepsini şaşırtan bir öneriyle geldi. Sadece 25 adamla içinde 3000 kişinin bulunduğu Ulusal Sarayı ele geçireceğini söylediğinde hepsi ona deli gözüyle baktılar.

Operasyonun ismini “Domuz Ağılı” koydular. Sarayın planları, kimin hangi saatte nerede olacağı ve diğer tüm gerekli istihbarat bilgileri için operasyona toplam 40 kişi katıldı. Pastora 42 yaşındaydı ve yanında yaş ortalaması 23’ü bile bulmayan Ulusal Muhafız kıyafetli 24 silahlı adamla saraya girdi. Somoza’nın tüm milletvekilleri, bakanlar ve bürokratlarının olduğu üç bin kişiyi rehin aldı.

“Savaşın belini kıran olay” işte böyle gerçekleşti. 45 saat süren pazarlıklar sonucunda geleceğin İçişleri Bakanı olacak Tomas Borge ve Daniel Ortega’nın kardeşi Humberto(ileride Genelkurmay başkanı olacak) dahil 50 siyasi tutukluyu da alarak iki ayrı uçakla ülkeden ayrıldılar.

O tarihlerde Sandinistlerin rütbeleri yoktu. Bir nolu komutan, iki nolu komutan diye hiyerarşi belirleniyordu. Eden Pastora sıra dışı zekasıyla Sandinist hiyerarşiye kendini “Sıfır numaralı komutan” diye kaydetti. Çünkü rakamlar “0”dan başlardı.

Pastora’nın karizmasına olan inancı 1979 devriminden sonra Daniel Ortega ile onu karşı karşıya getirdi. “Kumandan Sıfır” kendisine bağlı kuvvetleri Kosta Rika sınırında ayrı bir bölgede “bağımsız” olarak konuşlandırdı. Aynı yıllarda Sandinistler ABD’ye bağlı kontrgerilla ordularıyla savaşıyorlardı.  Pastora kenarda duruyordu. Üs bölgesinde yabancı gazetecilere demeç verirken uğradığı bombalı bir saldırıdan yaralı kurtuldu. Fakat bazı yabancı gazeteciler öldüler. Olay o tarihte CIA’nın üzerine yıkıldı. Bu sayede ABD’de basın Nikaragua’daki kirli savaştan bahsetmeye başladılar. Yıllar sonra saldırının Sandinist yönetim tarafından organize edildiği ortaya çıktı. Bu nedenle Eden Pastora’nın aslında  Sandinist karşı istihbaratın bir parçası olduğu iddia edildi.

Barıştan sonra sivil hayata döndü. Yıllarca siyaset yaptı. Ortega’nın 2007’de iktidara dönüşüyle o da bazı görevler aldı.

Ulusal Saray’ın fatihi, savaşın belini kıran “Kumandan Sıfır” geçtiğimiz cumartesi günü Managua’da 83 yaşında hayata gözlerini kapadı.

 

 

 

Videolar





Yazılar

50 yıl sonra Allende: Bizi teğet geçen bir yıldızın yörüngesi
Bir siyasi hareket asla tek bir şahsın kişilik özellikleri ya da yeteneklerine indirgenemez ama Fidel Castro örneğinde olduğu gibi hareketin tüm özellikleri mükemmel biçimde tek bir kişide cisimleşebilir. Yahut da bu muhtevayı iyi biçimde kavramış ısrarcı bir liderlik hareketin kaderiyle bütünleşebilir. Fakat unutmamak gerekir ki “momentum” önemlidir. Hareketin liderle buluştuğu an kaderde belirleyicidir.
Amerika'nın en büyük düşmanı: Çirkin, kötü, Meksikalı
Hollywood neden hep Daniel Trejo'yu öldürüyor?
Herkesin aşık olduğu İpanema Kızı kimdi?
Saf aşkın ve Rio’nun simgeliğinden Playboy kızlığına: Kimse görmediği halde, duyan herkesin aşık olduğu İpanema Kızı (Garota de Ipanema) kimdi?
Venezuela: “Zafer ya da Propaganda” işte bütün mesele bu!
Bolivarcı yönetim içindeki kırılmalar ve Maduro yönetiminin geleceği
Kolomb fantezisi
Amerika kıtasıyla ilgili yalan yanlış bir çok yazı çıkıyor.* Kelli felli adamlar hiç bilmedikleri bu kıta ve hareketleri hakkında atıp tutmayı seviyorlar. Görüyorum sesimi çıkarmıyorum. Ama aşağıda eklediğim yazı okura Kolomb ve Amerika’daki hareketler üzerinden tarih dersi vermeye kalktığından bir şeyler yazmadan duramadım. (önce bu yazıyı https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2020/06/11/olumunden-500-yil-sonra-kristof-kolombun-cenaze-toreni-tarihe-olum/?fbclid=IwAR1AcEtC72R-6zfOZ0Uq2lZiIqoFmGbx_9Y1fXsJJXEtqim0mMPg92Cn3ds okumanızı, sonra benim notuma bakmanızı öneririm)
Tanrı ile konuşan şair: Ernesto Cardenal
Nikaragualı devrimci lider, şair ve din adamı Ernesto Cardenal, 95. yaşında öldü. 'Şiir gerçeği söylemenin tek yolu' diyen Cardenal'ın emperyaliz­mi eleştiren belgesel tadındaki 'Hora Cero / Saat Sıfır' şiiri, başkaldırı edebiyatının başyapıtları arasındadır.
Arjantin’den Türkiye’ye çözülemeyen İran düğümü
Yeni yılın ilk günü Netflix (Amerika kıtasında) iyi bir gazetecilik örneği sayılabilecek bir belgesel yayınladı: Orijinal adı “Nisman: The Prosecutor, the President and the Spy” olan bu belgesel 18 Ocak 2015 günü ölü bulunan Arjantinli savcı Alberto Nisman olayını anlatıyor.

Latinamerikainfo | Copyright 2014 | Sitemizde Kullanılan Tüm Yazı ve İçerikler Özgür UYANIK'a aittir. İzinsiz ve İsim Belirtmeden Kullanılamaz. Tüm Hakları Saklıdır.